Orhan Sal'ın Kaleminden Ankaragücü

Bu sezon yaşadıklarımız çok ilginç. Ankaragücü, dipten gelmiş Süper Lige çıkmış, sanki hayal gibi. Ama mutsuzluk var.

Çünkü bu mutsuzluğumuzun onlarca sebebi var. Başta futbolu yöneten TFF tüm kurullarıyla futbolu içinden çıkılmaz bir hale getirmiş. Temsilciler ve gözlemciler yanlı. Raporlara istediklerini yazıyorlar, istediklerini yazmıyorlar. İstemeyen bir şeyler yazılınca siliniveriyor. Sevk alıyorsun, ceza sistemi adil değil. Küfür edilmeyen maça cezalar geliyor. Hem de abartılı cezalar. Hakemlerin durumu içler acısı. Bazıları güdümlü. İçlerinde yönlendirilmeye müsait olanlar var. Ve gerçekten çok kötü hakemler var. Hakemlikte bir devrim olan VAR’ı bile verimli kullanamıyorlar. Medya acayip yanlı. Yönlendirici haberler yaparak kamuoyunu etkiliyorlar. Kişileri veya kulüpleri hedef haline getirebiliyorlar. Zor duruma sokuyorlar. İstedikleri takımı veya kişiyi mağdur, istedikleri takımı veya kişiyi kahraman ilan ediyorlar. Kulüp yöneticileri işin kolayını bulmuş. Maçtan önce hakemlerle ilgili açıklama yapan o hafta kazanıyor. Bunu herkes yapıyor.

Gerçekten Süper Lig garip bir hal almış. Ankaragücü, Süper Lig’den şanıyla şerefiyle düştü. Bu kadar dış etken yoktu. İç bünyesindeydi sorun. Ahmet Gökçek yönetiminin bıraktığı borçlar yüzünden takım düştü. Islak forma giydi. Aç susuz kaldı. Ama Ankaragücü düştüğünde lig bu kadar kötü şartlarda oynanmuyordu.

Ama şimdi öyle mi? Büyük bir rezaletler silsilesi yaşanıyor. Resmen arkamızı kollamaya çalışıyoruz. Paranoyak olduk.

Böyle bir şey olamaz. Eskiden kim sakat, kim cezalı diye rakiplerin durumunu araştırırdık.

Şimdi hangi hakem ne yaptı, hangi gözlemci ne yazdı. Kim kimin kıyakçısı. Bunu takip ediyoruz.

Zaten net olan bir şey var. Ankaragücü üzerine oyunlar oynanıyor. Maçtan bir gün önce stadın değişmesi, Yenikent Stadı’nın zeminin bozulması, Eryaman’ın açıldığı hafta Yenikent’in hazır hale gelmesi. Hakemlerin alehte tavrı bu söylediğimizi doğruluyor.

Birde bilinmeyen bazı şeyler var. Örneğin ben Ankaragücü’nün bir deplasmanında, maçın temsilcilerden birinin tam 20 dakika Ankaragücü tribünlerinin önüne gelip orada tezahuratları dinlediğini gördüm. Dinliyorki en ufak bir şeyi rapor edip PFDK’ya sevk ettirecek.

Böyle bir sistemle Türk futbolu batar değil, zaten batma noktasına gelmiş.

Çünkü ligi birileri dizayn ediyor. Film fırıldak işleri çevriliyor. Bakın Antalyaspor’un Başakşehir maçında hakkı yendi. Antalyaspor’un bir sonraki iç saha maçı Ankaragücü ile. Şimdi kara kara bu maçta acaba ne yaşarız diye düşünmeye başladık. Çünkü Ankaragücü haricinde kim mağdur olduysa, kendini güzel pazarladı ve karşılığını aldı. Oysa iddia ediyorum bu ligde hakem hatalarından en fazla puan kaybeden takım Ankaragücü’dür.

Gelelim ligin alt sıralarına. Son hafta maçlarıyla ligin alt sıraları iyice karıştı. Ankaragücü, Akhisar beraberliği ile rakibe ikili averaj ve 6 puanlık fark attı. Bu hafta BB.Erzurumspor’u da yenerse onlara karşı da aynı üstünlüğü kuracak. Bu alttaki 2 takıma karşı büyük bir avantaj.

Geride alta kimi alabiliriz ona bakacağız. Son haftanın ardından Kasımpaşa ve Antalyaspor’da riskle girdi. Bu cendereden formunu bulan Alanyaspor ve Ç.Rizespor ile Hikmet Karaman’lı Kayserispor çıkar diye düşünüyorum. Fenerbahçe çok kötü. Ama adıyla bir şekilde düşme sıkıntısı yaşamazlar.

Kasımpaşa ve Antalyaspor ile birlikte geriye Akhisarspor, BB.Erzurumspor, Bursaspor, Göztepe ve Ankaragücü kalıyor. Bu yediliden üçü gidebilir. Ankaragücü’nün kendini kurtarma şansı çok çok yüksek. Çünkü önümüzde 3 haftalık güzel bir fikstür var. Dilerim zor günler geçiren kardeş Bursaspor’da bu cendereden çıkar.

Ankaragücü olarak BB.Erzurumspor maçını 3 puanla kapatırsak hem puan olarak, hem de psikolojik olarak avantaj yakalarız. BB.Erzurumspor maçı bu sezonu kurtarabilecek düzeyde önemli bir maç.

Ankaragücü bu tür durumlardan defalarca sıyrılmayı başaran bir takım. Camia alışık. Ve daha da ilginci Ankaragücü belli bir hedefe yürüdüğü her dönemde camia otomatikmen kenetlenmiştir. Ankaragücü gibi bu kadar çok kritik sezon yaşayan ve bu kritik sezonları başarıyla geçen bir başka takım yoktur.

O yüzden Ankaragücü her türlü en avantajlı takımdır. Ama elbette öncelik BB.Erzurumspor maçını kazanmaktan geçiyor. Kazanırsak yolun en zor kısmını atlatmış oluruz. Bunun içinde yine taraftara büyük görev düşüyor. Yaklaşık 7-8 bin cezalı taraftarın olduğu maçta yine istendiği düzeyde taraftar gelecektir. Gelenler Kasımpaşa maçında yapılanı yapsınlar yeter. Top rakipteyken ıslıklanmalı, takımdayken destek verilmeli. Gerisini takım yapacaktır. Ama şehirin genelinde bir sinerjinin oluşması lazım. Tıpkı takım şampiyonluğa oynarken herkes nasıl kıpır kıpır ise yine aynı atmosferin oluşması için bir şeyler yapılmalı. Bu konuda öncelik Ankaragücü yönetimine düşüyor. İlk planda şehrin merkezi yerlerine maçla ilgili afişler ve pankartlar asılsa çok iyi olur. Geç kalındı ama yine Ulus-Sıhhıye-Kızılay hattında passolig satışı için standlar kurmak lazım. En azından cezalı taraftarın açığını bu haftalık böyle kapatabiliriz. Daha sonra zaten sıkıntı olmaz.

Bu sezonu bir kurtarabilisek emin olun yeni sezon proje ve atılım sezonu olur. Onunla ilgili de bir çok fikrimiz var. Ama önce BB.Erzurumspor maçı,  önce bu sezon diyelim..

Trabzonspor, Kasımpaşa ve Akhisarspor maçında ışığı biraz gördük. Haydi Güçlüler bir kez daha Ankaragücü’ne sarılma zamanı...

ORHAN SAL